İstinaf Mahkemelerinin Tarihçesi

Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren İstinaf mahkemelerine; dünyadaki bakış açısı ve tarihçesi nedir? İlk istinaf mahkemesi ne zaman kurulmuştur. Ülkeler ve kanunlar arası farklılıklar göstermekte midir? İstinaf mahkemelerinin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak bizlere ülkemizde yeni yürürlüğe giren bu süreci anlamak konusunda yardımcı olacaktır.

1

İstinaf mahkemelerinin kuruluşuna ve dünya tarihindeki yerine gelmek için öncelikle, tarihte hangi andan itibaren hukuki uyuşmazlıklar konusunda bir yargılama süreci başlamış ona bakmak lazım. İnsanlar toplum olarak, topluluk halinde yaşamaya başladıkları an itibari ile aslında uyuşmazlıklar başlamıştır. Ve topluluk haline yaşandığı müddetçe uyuşmazlıklar devam edecektir. Eskiden yani eski çağlarda toplumda oluşan uyuşmazlıklar, topluluk içerisinde en güçlü kim ise onun çözmesi ile sonuçlanırken, tarih ilerledikçe bu süreci, krallar, yöneticiler, din adamları gibi farklı otoriteler ele aldı. Ancak görüldüğü üzere hüküm bu tarihlerde hep güçlü bir kişi tarafından verilmekte idi, ancak insan yanılabilir. İşte bu sebeple verilen kararların bir üst kurul tarafında denetlenmesi durumu ortaya çıkmıştır. İlk kez, Yunanistan’da demokrasinin yeşermesi ile birlikte verilen hükümlerin 500 üyelik Halk Mahkemesince denetime tâbi tutulduğunu ve zaman ilerledikçe bu ihtiyacın büyüdüğünü görüyoruz. 1789 Fransız ihtilalinin hemen sonrasında Fransa’da ilk kez İstinaf mahkemeleri doğdu. Ve Fransa’dan diğer batı ülkelerine dağıldı.

2

Fransız ihtilali gibi 200 yıllık bir tarihi geçmişten başlangıç olan istinaf mahkemeleri, günümüzde hemen hemen gelişmiş tüm ülkelerde faaliyettedir. Üç dereceli mahkeme yapılanmasında ilk derece mahkemelerinin üstünde istinaf mahkemeleri bulunmaktadır, istinaf mahkemeleri üzerinde en üst mahkeme yapılanması bulunur.

Osmanlı tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti kuruluşu sonrası cumhuriyet tarihi yargı yapılanmasına bakacak olursak, Osmanlı’nın son zamanlarında istinaf teşkilatı bulunmaktadır. Bu dönemdeki istinaf mahkemeleri, tam olarak bağımsız olmadığı için ve ülkenin içinde bulunduğu savaş ve sıkıntıları sebebiyle görevlerini tam olarak yerine getirememişlerdir.

 

1923 Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber batıdan kanunlar çevrilerek mahkemelerde düzenlemeler yapılmıştır. 1924 , 469 sayılı kabul edilen kanunun adı “Mahakimi Şeriyenin İlgasına ve Mahakim Teşkilatına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun”. Yani, dinsel mahkemelerin ortadan kaldırılmasına ve mahkemeler örgütünün kuruluşuna dair kanun. Burada belirtilen, düne kadar yürürlükte kalan, ilk yargı örgütü kanunu. Bu Kanunun 9 uncu maddesi, “İstinaf mahakimi ve vezaifi mülgadır” diyor; istinaf mahkemeleri ve görevleri ortadan kaldırılmıştır diyor. 2016 yılında tekrar yürürlüğe gire istinaf mahkemeleri görüldüğü üzere 1924 olmasına rağmen çeşitli nedenlerden dolayı kaldırılmıştır.

İstinaf konusunda tüm dünyada hem olumlu hem de olumsuz görüşler bulunmaktadır.

İstinaf konusunda olumlu düşünceler;

  • İstinaf hukuk devletinin olmazsa olmazıdır.
  • İnsan hakları gereği, adil yargılama gereği çağdaş ülkelerde istinaf vardır.
  • İstinaf hakimlerinin bilgi, tecrübe konusundaki konumları sebebi ile gerçekliğe ulaşmak bakımından önemlidir.
  • İlk derece mahkemeleri kararlarının, istinaf mahkemelerince inceleneceğini bildiği için dikkatli davranmak konusunda daha da özenli olurlar.
  • Yargıtayın iş yükünü gerçek anlamda azaltır.
  • İstinaf mahkemeleri bölgelerde olacağı için toplum, üst mahkemeye ulaşma imkanı artacaktır.

İstinaf konusunda olumsuz düşünceler;

 

  • İstinaf ile ilgili en büyük eleştiri belki de tekrar yargılama sebebi ile zaman kaybı olması durumudur.

 

İstinaf yani bölge mahkemeleri aslında eski bir tarihe geçmişe dayanmaktadır. Ülkemizde de yeniden, yenilerek Yargılama sürecimize dahil olmuştur.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir